26 Nisan 2015 Pazar

Küçükbaş Hayvan Yetiştiriliciği



TÜRKİYE’DE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Türkiye`de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin özel bir yeri vardır. Çünkü koyun ve keçiler verimsiz meralarla nadas, anız ve bitkisel üretime uygun olmayan, başka türlerin yararlanamadığı alanları değerlendirerek et, süt, yapağı, kıl ve deri gibi ürünlere dönüştürülebilme yeteneğine sahiptirler.
Türkiye küçükbaş hayvan varlığı bakımından dünyada önde gelen ülkelerden bir olmasına karşılık hayvan başına sağlanan verim açısından beklentileri karşılamaktan uzaktır. Ancak ülkemizin ekolojik koşulları küçükbaş hayvancılığa uygun olup; hayvansal ürünlerin başta AB ülkeleri olmak üzere dış pazarlarda rekabet gücünün yüksek olduğu da bir gerçektir.




Dosya İndir (PDF)

24 Nisan 2015 Cuma

Belçika düzenlenen 23. Brüksel Su Ürünleri Fuarı



Türk su ürünleri Avrupa'da tanıtıldı

 




Su Ürünleri Tanıtım Grubu'nun, Belçika düzenlenen 23. Brüksel Su Ürünleri Fuarı'nda ürünlerini Avrupalıların beğenisine sunduğu bildirildi.  
Ege İhracatçı Birliğinden yapılan açıklamaya göre, Su Ürünleri Tanıtım Grubu, sektörün önemli fuarlarından, Brüksel Su Ürünleri Fuarı'nda tanıtım çalışmalarına devam etti. 
Açıklamada görüşlerine yer verilen Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Melih İşliel, dünya su ürünleri ihracat hacminin yıllık 130 milyar dolar civarında olduğunu, Türkiye'nin su ürünleri ihracatından 700 milyon dolar pay aldığını belirtti. 
Türkiye'nin su ürünleri ihracatında kilogram fiyatının 6 dolar seviyesinde olduğunu ifade ederek ihracat ürünlerinin farklılaştırılması gerektiğini bildiren İşliel, şunları kaydetti: 
"Sürdürülebilir üretim potansiyeli, entegrasyonunu tamamlamış dünya standartlarındaki üretim ve işleme tesislerimiz artık AB pazarında ülkemize büyük bir ayrıcalık getiriyor. Su ürünlerinde en büyük pazarımız Avrupa. Türk su ürünleri firmaları dondurulmuş levrek, çipura ve alabalık üretiminde büyük mesafe katetti. Sektörümüz 2014 yılında 693 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi, 2023 yılında ise 1,5 milyar dolar ihracat hedefliyoruz." 
"4 çipura ya da levrekten biri Türkiye'den"
Açıklamada görüşlerine yer verilen, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan da Türkiye'nin Yunanistan'ın yaşadığı ekonomik krizden sonra Avrupa Birliği'nin en önemli su ürünleri tedarikçisi olduğunu ifade etti.  
"Türk su ürünleri sektörünün altın çağını yaşadığını" belirten Kızıltan, "Avrupa'da tüketilen 4 çipura ve levrekten birisi Türkiye'den gidiyor. 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 9'luk artışla 172 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Böylece ihracatını artıran sektörler arasında yerimizi aldık. İhracatımızda Avrupa Birliği ülkeleri büyük dilimi oluşturuyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

20 bin ton patates depolarda bekliyor



Bölgede 1 milyon 150 bin ton kapasiteye sahip bin 200 deponun bulunduğunu kaydeden Yılmaz, patateslerin bu mekanlarda uzun süre saklanabildiğini ifade etti.  


Adana'da patates hasadının da başladığını vurgulayan Yılmaz, "Hasadın ilk başlayacağı iller arasında Adana bulunmakta ve biz orayla sürekli görüşme halindeyiz. Aldığımız bilgilere göre bugünlerde kamyonların çıkış yaptığını söyleyebiliriz. Taze patatesimiz çıktı ve sevkıyatları başladı. Bunun da önemi Nevşehir'deki depoda uzun süre bekleyen patatesin yerine tazesini vatandaşlarımız tüketebilecek" ifadelerini kullandı. 


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Yılmaz, depoların doğal ortamda nemini kendisinin sağladığını ve patatesin 7 aya kadar bekletilebildiğini sözlerine ekledi. 



Yer fıstığı...



Yer fıstığı ekim sezonu başladı

"Türkiye yer fıstığı ihtiyacının önemli kısmının sağlandığı Osmaniye'de, sezonun birinci ürün yer fıstığı ekimine başlandı"


Türkiye yer fıstığı ihtiyacının önemli kısmının sağlandığı Osmaniye'de, sezonun birinci ürün yer fıstığı tohumu toprakla buluştu. 
Fıstık üreticisi İsmail Tekin, AA muhabirine, birinci ürün yer fıstığının nisan ayının 15'i ile mayısın 20'si arasında ekiminin yapıldığını, ortalama 150 gün yetişme döneminin ardından eylül ayı içinde hasat edildiğini söyledi. 
Yer fıstığının sıcak iklim ve kumlu toprağı sevdiğini belirten Tekin, yer fıstığı üreticilerinin dönümden ortalama 400 kilogram verim aldığını kaydetti. 
Üretimin bütün aşamalarının makinelerle yapıldığını anlatan Tekin, "Yer fıstığı son yıllarda yöre çiftçisi için önemli bir gelir kaynağı haline geldi. Üretim süresinin kısa olması ve diğer tarım ürünlerine kıyasla getirisinin yüksek olması nedeniyle yer fıstığı tarımı gittikçe yaygınlaşıyor" dedi. 
Yer fıstığı üretici ve sanayicisi Enes Başpınar da yer fıstığının yöre ekonomisi için önem taşıdığını vurgulayarak, "Türkiye'de yer fıstığı işleme ve pazarlamasının da yüzde 90'ının Osmaniye'de yapılıyor. İlimiz için sembol ürün halini alan yer fıstığı sektöründe yaklaşık 10 bin kişi istihdam ediliyor" diye konuştu. 
Osmaniye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü İbrahim Sağlam ise ülke genelinde geçen yıl 330 bin dekarda ekimi yapılan ve 120 bin ton rekoltesi olan yer fıstığının yarıya yakınının Osmaniye'de üretildiğini belirtti. 
Yer fıstığının son yıllarda sanayi ürünü olma yolunda ilerlediğine işaret eden Sağlam, yakın zamana kadar önemli kısmı kuru yemiş olarak tüketilen yer fıstığının yağ, sabun, pasta, tatlı ve çikolata imalatında kullanılmaya başlandığını kaydetti. 
 


Çiftçiye verilecek destek





Çiftçiye verilecek destekler Resmi Gazete'de..


Çiftçiye, bu yıl verilecek tarımsal destekler belirlendi.
Bakanlar Kurulu'nun '2015 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar'ı, 1 Ocak 2015 tarihinden geçerli olmak üzere Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, süt fiyat düzenlemesi desteğinde en az 2 yıl, araştırma geliştirme projelerinde 5 yıl olmak üzere, 2015 yılında uygulanacak olan tarımsal desteklemelere ilişkin esaslar düzenlendi. 
Bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) dahil olan çiftçilere dekar başına 2,5 lira toprak analizi desteği verilecek. 



Ayrıca ÇKS'ye kayıtlı çiftçilere peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanlarında dekar için 3,3 lira mazot desteği, 4,75 lira gübre desteği, hububat, yem bitkileri, baklagiller, yumru bitkiler, sebze ve meyve alanlarında dekar için 4,85 lira mazot desteği, 6,6 lira gübre desteği, yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri alanları için ise 7,9 lira gübre ve 8,25 lira mazot destekleme ödemesi yapılacak. 
Bu yıl sözleşmeli yağlık ayçiçeği, aspir, kanola ve soya fasulyesi üretimi yapanlara fark ödemesi desteğine ilave olarak dekar başına 15 lira ödenecek. 
Öte yandan Türkiye Tarım Havzalarının Belirlenmesine İlişkin Kararın eki listesinde yer alan 30 tarım havzasında, 2015 yılı üretim sezonunda üretilen ve satışı yapılan ürünlere fark ödemesi yapılacak. Yağlık ayçiçeği, kütlü pamuk, soya fasulyesi, kanola, dane mısır, aspir, zeytinyağı, buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, çeltik, kuru fasulye, nohut ve mercimek  ürünleri, tarımsal veriler ve uydu görüntüleri; zeytinyağı tarımsal veriler kullanılarak belirlenecek verim değerlerine göre, pamukta yurt içinde üretilip sertifikalandırılan tohumları kullanma şartı aranarak desteklenecek. 
Buna göre, kilogram başına yapılan fark ödemesi desteği, yağlık ayçiçeğinde 30 kuruş, kütlü pamukta 65 kuruş, soya fasulyesinde 50 kuruş, kanolada 40 kuruş, dane mısırda 4 kuruş, aspirde 45 kuruş, zeytinyağında 70 kuruş, buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikalede 5 kuruş, kurufasulye, nohut ve mercimekte 20 kuruş, çeltikte 10 kuruş, çayda ise 12 kuruş olarak belirlendi. 
Hayvancılık 
Anaç sığır başına ödeme birim miktarları, tek işletme olarak kabul edilen, kooperatif ile birlikler hariç, 500 başa kadar tam, 501 baş ve üzeri için yüzde 50'sine karşılık gelen tutarın ödenmesi suretiyle uygulanacak. Birlik ve kooperatiflere üye olup işletmesinde 500 baştan fazla hayvan bulunduran yetiştiricilere hayvan sayısı limitleri uygulanacak. 
Sütçü ve kombine ırklar ve melezleriyle etçi ırkların melezleri her anaç sığır için 225 lira, etçi ırklar anaç sığır 350 lira, anaç mandaya 400 lira, sütçü ve kombine ırklar ve melezleri anaç sığır soy kütüğü ilavesinde 70 lira destekleme ödemesi yapılacak. 
Suni tohumlamadan ve etçi ırklardan doğan buzağı için 75 lira, döl kontrolü projesi kapsamında suni tohumlamadan doğanlara 35 lira, yerli ırk veya melezi sığırlardan etçi ırklara ait spermayla yapılacak tohumlama sonucu doğan buzağılara ilave 75 lira destek verilecek.  
Sürü yöneticisi istihdamı desteği uygulaması kapsamında, 300 küçükbaş ve üzeri anaç hayvan varlığına sahip işletmelere, 2016 yılı bütçesinden 5 bin lira ödenecek. 
GAP, DAP, DOKAP ve KOP Kalkınma Bölgeleri illerinde e-ıslah veri tabanına kayıtlı sığırlarını, (saf sütçü ırklarda, doğum tarihi 1/1/2010 ve sonrası olanlar hariç olmak üzere) etçi veya kombine ırklarla tohumlama yaptıran yetiştiricilere, anaç sığırları ve doğan buzağılar için dişilere Brucellosis S-19 aşısı yaptırmak şartıyla anaç sığıra 350 lira, buzağıya 150 lira ödeme yapılacak.  
Damızlık koyun-keçi yetiştiriciliği yapan, damızlık koyun-keçi yetiştiricileri birliklerine üye,  hayvanları Bakanlık kayıt sistemlerine kayıtlı yetiştiricilere, anaç hayvan başına 22 lira destek verilecek. 
Tiftik keçisi yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve tiftik üretiminin artırılması için üretmiş oldukları tiftiği, Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Tiftikbirlik)'ne veya kooperatiflerine satan yetiştiricilere kilogram başına 22 lira ödenecek. 
Üretmiş olduğu çiğ sütü, süt işleme tesislerine satan, düzenlemede belirlenen bir hayvancılık örgütüne üye olan yetiştiricilere, inek sütü için soğutulmuş süte farklı olmak üzere, manda, koyun ve keçi sütü için Bakanlığın belirleyeceği dönemler ve birim fiyatlar üzerinden ödeme yapılacak. Islah amaçlı süt kalitesinin desteklenmesi projesi kapsamında, her bir sığır için süt içeriğinin tespiti amacıyla yapılacak analizler için Ankara, İzmir, Balıkesir, Bursa ve Tekirdağ illerinde 50 lira ödenecek. 
İpekböceği yetiştiriciliğinde ücretsiz tohum sağlayan Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliğine (Kozabirlik) kutu başına, ürettiği yaş ipekböceği kozasını satan yetiştiricilere kutu tohuma 40 lira, birinci sınıf yaş koza ve damızlık kozaya 30 lira ödeme yapılacak.  
Arı yetiştiriciliği yapan ve belirlenen yetiştirici birlikleri veya üretici birliklerine üye olan üreticilere, Bakanlık kayıt sistemlerine kayıtlı olma şartı ile kovan başına, seralarda doğal polinasyonu sağlamak amacıyla Bakanlık kayıt sistemlerine kayıtlı seralarda, bombus arısı kullanan yetiştiricilere koloni başına arılı kovan için 10 lira, bombus arısı kolonisine 60 lira destek verilecek.  
Su ürünleri yetiştiriciliği yapanlara, su ürünleri kayıt sistemine kayıtlı olmak şartıyla, ürün için kilogram başına, alabalıkta 65 kuruş, çipura ve levrekte 85 kuruş, yeni türlerde 1 lira, midyede 5 kuruş destek verilecek. Bir işletmenin destekten faydalanabileceği en fazla miktar yıllık 500 bin kilogram olarak belirlenirken, 250 bin kilogramına kadar olan kısmına bu desteklerin tamamı geri kalan kısmı için ise, yarısı tutarında destekleme ödemesi yapılacak.         

Tohumcu özel teşvik sistemi istiyor





Tohumcu özel teşvik sistemi istiyor..


BURSA - Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ve Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer, tohumculuk sektörünün son yıllarda gelişme göstermesine rağmen kamuoyunda yanlış algılandığını ve ciddi bilgi kirliliği olduğunu söyledi. Sektörün en büyük sıkıntısının sanayici kimliğine kavuşamaması olduğunu vurgulayan Gençer, “Tarım Bakanlığı kanun çıkarırken tohum sanayicisi ve üreticisi olarak bizi tanımlamış olmasına rağmen, Sanayi Bakanlığı’na gittiğimizde muhatap bulamıyoruz. NACE’de kodumuz yok. Kısa zamanda tohumculuğu sanayi kuruluşu olarak ekonomi kayıtlarına alıp, bir koda sahip olmayı umut ediyoruz. Bunun için Sanayi Bakanlığı’na sunmak üzere, tohumun üretim aşamasından sonrasına sanayi evresini anlatan detaylı bir dosya hazırladık. Bize, sanayici değilsiniz diyemiyorlar fakat sanayiciymişiz gibi de davranmıyorlar” diye konuştu. 

Türkiye’de Ar-Ge olmadan tohumculuk sektörünün ilerlemesinin zor olduğunu savunan Gençer, bu doğrultuda bölgesel ve küresel rekabet için bir yasanın hazırlanması ve sektörün yeniden kümelenmesi gerektiğini kaydetti. “Ar-Ge yapmak ve sanayici olmak için özel teşvik sistemi gerekiyor” diyen Gençer, tohumculuk sektörünün de Ar-Ge Merkezi olabilmesi adına yeni adımların atıldığını bildirdi. Gençer, “Ar-Ge merkezi tanımlamasına, 50 veya 30 personel şartına uyamayan tohumculuk sektörünün dahil olması için olumlu yönde adımlar atılıyor. Bu konuda yapılan en büyük yanlış tohumculuğun diğer sanayi kollarıyla karıştırılmasıydı. Bu sektörde 50 ıslahçının, 30 ıslahçının bulunması çok zor. En büyük tohumculuk firmasının Ar-Ge merkezinde 10 civarı ıslahçı bulunabiliyor. Saha çalışmaları nedeniyle bölgesel araştırma istasyonları kurması gereken sektörümüz için Ar-Ge istasyonlarının toplamında bulunan ıslahçıların sayılması lazım” dedi. 
İsrail’den tohum gelmezse aç kalmayız
Sektörün bir diğer yanlış bilineninin ise dışa bağımlılık konusu olduğunu ve bu konuda da İsrail’in işaret edildiğini dile getiren Gençer, şu bilgileri verdi: “Tohum ithalatımızın yüzde 6’sını İsrail oluşturuyor. Tarımsal ürün olarak 22 milyon dolarlık ithalat yaparken, 250 milyon dolarlık ihracatımız var. Bu rakamlar İsrail’e ilişkin endişenin yanıtını veriyor. İsrail’den tohum gelmezse aç kalmayız. Ayrıca, Türkiye’de yerli tohum üretiminin yasak olduğu gibi yanlış bir bilgi var. Tarla bitkileri grubunda tamamen yerli ürünler kullanılıyor."
Islah çalışmalarında kalite, verim ve dayanıklılığa odaklanıldı
Bitki Islahçıları Birliği (BİSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Yalçın Kaya da tohumun Ar-Ge’sinin bitki ıslahı olduğunu belirterek, ıslah çalışmalarında dayanıklılık, kalite ve verimlilik faktörlerine odaklandıklarını bildirdi. “Hedefimiz en iyileri bir araya getirmek” diyen Kaya, “En çok aldığımız eleştiri, çocukluğumdaki tatları alamıyorum, tatlar kayboldu, şeklinde oluyor. Burada en büyük faktör özlem. Aslında arzu edilen mahsulde istenen damak tadını oluşturabilecek çeşitte ıslah çalışması yapıyoruz. Formül bizde. Fakat hem yüksek tada hem de verimliliğe ulaşmamız mümkün değil. Hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için verim unsurunu ön planda tutuyoruz. Herkese yetecek miktarda gıdayı üretmeliyiz. Mahsulde tat ve aroma noktasında sıkıntı görülebilir ama vitamininde herhangi bir eksiklik yok” diye konuştu.
45 milyar dolarlık dünya pazarından 1 milyar dolarlık pay alınıyor 
Toplam 660 firmanın faaliyet gösterdiği sektörde firmaların 20’si yabancı. Dünyada 45 milyar dolarlık tohumluk pazarı var. Türkiye bu pazarda 1 milyar dolarlık ticaret hacmi ile yer alıyor. Bugün gelinen noktada 75’i aşkın ülkeye 150 milyon dolarlık tohumluk ihracatı, 200 milyon dolarlık da tohumluk ithalatı yapılıyor. Burada İsrail’in payı 13 milyon dolar. 2005’li yıllara bakıldığında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 30 seviyelerindeyken, bugün yüzde 75’lere ulaştı. 2002’de 145 bin tonluk sertifikalı tohumluk üretimi mevcutken, bu rakam 776 bin tona çıkarıldı.